AHMED-EL BEDEVi (K.S)
BEDEVi TARiKATI VE AHMED-EL BEDEVi
Mısır evliyasından, ismi ahmed olup, babasinin adı Ali dir. Nesebi Peygamber Efendimize ulasır. Künyasi Ebul Fityan ve ebul- Abbas lakabı ise Sihabüddin dir.Seyyid-i Bedevi diye tanınmıştır. Annesinin ismi Fatıma binti Muhammed dir. M. 1200 H.596 da Fas’da doğdu. Ahmed Bedevi hz.leri 6 yaşlarında iken babasına rüyasında; “Ya Ali ! Bu beldeleri birak mekke’ye taşın, orada yaşa bunda bir çok hikmetler vardır.“ Dendi.Bu manevi işaret üzerine ailesi ile birlikte 1206 senesinde Fas’dan yola çıktı. Dört sene süren uzun yolculuk sırasında yolda herkesden yardım hürmet ve ikram gördüler. Mekke’ye yerleştikden bir müddet sonra babasi vefat etti. Bab-ı Muallaya defnedildi. Ahmed Bedevi hz.leri küçük yaşta ilim tahsiline başladi. Kur’an-i kerim’i ezberledi. Önceleri çok cesur, atilgan bir mizaca sahipti. çok iyi ata biner, kendine eza eden olursa onlara karşılık verirdi. Bunun için Attab diye tanındı. 1236 yılında rüyasında Mısır’ın Tanta şehrine gitmesi işaret olundu. Yola cıktı, kahire’ye geldiğinde Mısır Sultanı onu askerleriyle karşıladı. Ve hususi misafir hanesinde agirladi. Kendisine hürmet etti, talebelerinden oldu. Bu sirada Misir´in Tanta sehrinde bulunan bir cok Alim ve Evliya arasinda en meshurlarindan olan Hasan Saik ve Seyyid Salim Magribi Hz.´ri Seyyid Ahmed Bedevi Hz.´nin Tanta sehrine tesrif edecegini ve yolda oldugunu haber alinca, Tanta´dan ayrilip, baska bir beldeye yerlestiler. Sebebi: sual edildiginde “Kasabanin asil sahibi geliyor. Onun bulundugu yerde bulunmak bize yakismaz. Bizim yapacagimiz olsa olsa ona talebe olmaktir. Ona yakin bulunmakla ona karsi edeple ve hizmette kusur etmekten korkuyoruz.“ Dediler. Ahmed Bedevi Hz.`ri herkes tarafindan tanindi ve meshur oldu. Hak asiklari kosarak yanina gelip sohbetiyle sereflenmek icin can atiyorlardi. Taninan, bilinen büyük Alimler bile kendisine talebe oldular. Ahmed-i Bedevi devamli zikir ve murakabe halindeydi. Her an rabbine tevekkül eder hep O´nu düsünür, hic aklindan cikarmazdi, Hic Evlenmedi. Evlenmesini teklif edenlere: “Beni kendi halime birakiniz. Cennet hurilerinden baska biri ile evlenmemege azmettim.“ derdi. Dünya malinin, onun kalbinde yeri yoktu. Üzerine giydigi elbise ve basina sardigi sarigi eskiyip kullanilmayacak hale gelmedikce yenisini almazdi. Devmali oruc tutardi. Iftar ve sahurda birer zeytin ile nefsini krlettigi ve buna 40 gün devam ettigi rivayet edilir. Uzun boylu, bugday benizli, kollar uzun, bacaklari etli, pazulari iri olup, gayet heybetli idi. Sag yanaginda bir ve sol yanaginda iki ben vardi. Burnunun iki yaninda birer tane ben vardi. Yüzü Büyükce gözleri sürmeliydi. Seyyid Ahmed Bedevi Hz. talebelerini teveccühle terbiye eder ve konusmazdi. Halifesi Abdül´al disardan cahil, manevi terbiyeden mahrum gafil bir kimseyi Seyyid´in huzuruna getirince, Seyyid Hz. hemen bir kere nazar buyurmakla o kimse, manevi haller ve yüksek dereceler ile dolmus durdu. Sonra Seyyid Bedevi Abdül´ake: „ Söyle, o kimse falan belde de sakin olup yerlessin! Ordaki insanlara faydali olsun buyurdu. Talebelerini terbiye etmesi, yetistirmesi bu sekilde idi. Bir bakisla uzun yillar zahmet ve mesakkat cekmekle elde edilen derecelere bir anda yükseltirdi. Ahmed-i Bedevi, umumiyetle evinin daminda bulunur. Orda ibadet ve taatla mesgul olurdu. Bunun icin ona talebe olanlara “Sütühi” veya “Eshab-I sath” denirdi. Bu sebeple Seyyid Ahmed Bedevi, Seyyid Ahmed Sütühi diye de tanindi. Bir adam omuzunda süt dolu kap ile Ahmed-i Bedevi Hazretlerinin yanindan gecerken, Ahmed-i Bedevi parmagi ile kapi isaret eder etmez, kap yere düsüp süt tamamen döküldü. Bu hale cani sikilan adam, yere dökülen süte bakinca, icinde sismis bir yilan gördü. Bu hali görünce sevindi cünkü kendisi ve cocuklari ölümden dönmüstü. Bu lütufdan dolayi Allahü tealaya hamd, Bedevi Hz. Ne tesekkür etti. Amhed-I Bedevi M.1276 H. 675 senesinde Misir´in tanta sehrinde Vefat etti. Kabri serifi üzerine yapilan türbede her sene düzenlenen toplantilarda, Mevlid ve Kur´an okunmasi adet oldu. Kerametleri vefatindan sonra da devam etti.
Bedevi Tarikatinin Esaslari
1- Allah (c.c) emirlerini yerine getirecek kadar bilgi sahibi olmak ve bunu artirmaya calismak.
2- Görgüsünü artirmak icin, seyhler ve ihvan sohbetlerine devam etmek.
3- Haramlardan korunabilmek icin, ruhsatli ve tevilleri birakmak.
4- Gönül huzuru icin zikir vakitlerini tesbit ve o vakitlerde devam etmek.
5- Hatadan salim olmak, heva ve hevesten, siyrilip cikmak icin her seyde nefsini horlamak ve bencilligini kirmak. Her isini rastgele salivermek, Allah´tan uzak olan insanlarin isidir. Her isittigine kulak verip, gönül acmak, dinlemek nefsine maglup olmus, kimselerin isidir. Bu ise geriye dönüs ve asagiya düsüsün ta kendisidir. Vesvesenin temli bidat, bidatin temeli de sünneti bilmemek ve O´na uymaktir. Bid´at ayni zamanda akil üzerinde de bir kilittir. Onun normal calismasina engel dir. Allah (c.c) tan baskasinin teveccühünü kazanmak icin yaltaklanmak, Allah (c.c) karsi arka cevirmektir. Bilhassa dalkavuk olmayan alimler, gafil zalimler, cahil sofiler bu guruba girerler. Dinden olmayan uydurulmus seyleri sohbet diye mana pazarina cikarip sergilemek zulmettir. Din icinde dünya icin de ardir, ayiptir, sikilmadir. Bu Allah dostlari da Allah´tan baskasina teveccüh etmediklerinden ondan gayrisina yönelmediklerinden, onlar fani olduktan sonra yüzyillardan beri islam ümmeti onlarin ysantilarini, hallerini ve amellerini örnek almis, onlar gibi yasamaya calismis, onlarin feyizlerinden istifade etmis, bereketlenmislerdir. Allah (c.c) cümlemizi feyiz ve bereketiyle nasiplendirsin. –AMIN