Son günlerde gerek hanýmlardan gerek erkeklerden bir soru
Bir insan çok günah iþlemiþ olsa ve tevbe etse, o günahý bir daha iþlemez ise Allah affeder mi?
Tabi bunu çok kere dile getirdik. Cenab-ý Hakk bir ayeti kerimede. “La teknetu minrahmetillah innallahe magfiruzzunube cemia innehu huvel gafururrahim.” Onun rahmeti, yani merhameti, affý gazabýný ihata etmiþtir. Hatta bu ayeti kerimenin sebebini böyle rivayet ederler. Malumunuz Uhud muharebesinde Ebu Sufyan’ýn karýsýnýn bir kölesi vardý Vahþi. Müslümanlarýn çoðu onun baþka bir adýný bilmiyorlar. Hepimiz Vahþi deriz. Çünkü vahþet iþlemiþtir. Ne yapmýþtý? Mýzraðýyla Hz.Hazma’yý vurdu. Mýzrak sýrtýndan geçti göðsünden çýktý ve onu þehit etti. Onun için onun lakabý Vahþi kaldý. Tabii haliyle Mekke fethinde bazý kiþiler için nerde bulunursa bulunsun öldürülsün diye ilahi bir ferman vardý. Ýþte bu kiþilerden birisi Vahþi birisi Ebu Sufya’nýn karýsý Hindu; ciðer yiyen kadýn Hamza’nýn ciðerini yemiþti. Birisi Ebu Cehil’in oðlu Ekrime, daha bunun gibi birkaç kiþi vardý. Fakat onlar kaçtýlar, saklandýlar, görünmediler. Ve onun için o anda bulunmadýlar ve öldürülmediler. Nihayet Vahþi çöllerde aylarca belki senelerce dolaþtýktan sonra “ben müslüman olmak istiyorum Müslüman olursam tevbe edersem Allah beni affeder mi?” Diye haber istiyordu Rasulullah (sav) Efendimizden. Tabii “Allah Gafur ve Rahimdir” denildi. Fakat tatmin olmadý. Daha buna benzer nice haberler geldi. En son iþte bu ayeti kerime
“La teknetu minrahmetillah innallahe magfiruzzunube cemia innehu huvel gafururrahim.” O zaman kalbi rahat edip Medine’ye geldi. Resulullah (sav) Efendimiz huzurunda islamiyeti aþikar etmek istedi. Cenab-ý Resulullah (sav) efendimizde onu huzuruna kabul etti ve müslümanlýðýný kabul etti Fakat Cenab-ý Resulullah dedi ki “evet Ýslamýn bana kabuldur. Allah seni affetmiþitir. Fakat böyle olmakla beraber sen benim yanýma sýk sýk gelip görünme. Çünkü sen gelip de bana göründüðün zaman Hz Hamza’nýn parçalanmýþ cesedi gözümün önüne geliyor.”
Bir insan annesinden babasýndan görmemiþ, din terbiyesi görmemiþ, mahallesinden muhitinden görmemiþ, onun için okula gitmiþ okulda da görmemiþ, maneviyat yok. O muhitte büyümüþ, o insan daima þer üzerinde yürümüþ. Türlü türlü günahlar iþlemiþ. Nihayet bir gün aklýnýn sayesinde veya arkadaþlarýnýn sayesinde veya bir kitabýn sayesinde veya bir ezan sesi sayesinde kalbine bir rikat, bir utanç, bir piþmanlýk duygusu gelmiþ. Nihayet o insan tevbe edip bir daha günah iþlememeye karar vermiþ. Fakat “acaba bu kadar sene yaþadým ve bu kadar hata, günah iþledim. Böyleyken ben þimdi tövbe etsem acaba Rabbým beni affeder mi?”. Bizde diyoruz ki “Evet. Allah affeder.” Hatta Ýmam-ý Gazali Hazretleri diyor ki “Ey kardeþ! Geç kaldým deme, ömründen iki saat dahi kalmýþ olsa, tövbe et, piþman ol, nedamet duy, gözyaþý dök, Allah seni affeder.” Nitekim de halk arasýnda bir söz geçiyor. “Allah kefen soyaný bile affeder.” Tabii onunda bir hikayesi var. Uluru Abbas denilen bir dua. Abbas isminde bir hýrsýz devamlý erenlerin kefenlerini soyarmýþ. Bir gün cenaze zuhur ettiðinde akþam gider kabri açar ve kefeni alýr birkaç kuruþa satarmýþ. Ýþi gücü oymuþ. Tabii artýk halk arasýnda da bu bilinmiþ. Zengin bir haným Abbas’ý evine çaðýrmýþ, “biliyorum sen bu iþi yapýyorsun, bir kefen kaç paradýr?” diye sormuþ. “Efendim bir kefen bir altýn.” “Ben sana on altýn vereyim. Ne olur öldüðüm zaman benim kefenimi soyma.” Tabii oda almýþ on altýný gitmiþ. Az bir zaman sonra o haným vefat etmiþ. Abbas “þimdi bu haným öldü. Nereden bilecek onun kefenini aldýðýmý?” diye düþünmüþ ve gece yaþlý hanýmýn kabrini açmýþ gitti. Kefeni almak için tam elini uzattýðý sýrada hanýmýn eli tutmuþ Abbas’ýn kolundan. “Be hey ahlaksýz, vefasýz tarik. Kefen parasýnýn 10 misli verdim. Utanmýyor musun? Benim tenimi, cesedimi çýplak býrakmak istiyorsun.” Öyle deyince Abbas korkmuþ, üzülmüþ, piþman olmuþ. Kefeni almadan örtmüþ kabri. Aðlamaya feryat etmeye baþlamýþ. “Aman Yarabbi halim nice ola?” Oradan Medine-i Münevvereye gelip Resulullah’ýn huzuruna gitmiþ. Günahýný arz etmiþ, tövbe ettiðini söylemiþ. Cenab-ý Resulullah “böylelerinin bizim yanýmýzda yeri yoktur” diye kovalamýþ.
Nihayet çöllere açýlmýþ dolaþýp baðýrýr, aðlar, feryadý figan edermiþ. “Yarab halimi görüyorsun nedamet duymuþum piþman olmuþum. Senin Habibin bile beni kabul etmedi. Ne olur Yarabbi affet.” diye on beþ gün, yirmi gün hatta bir rivayette kýrk gün durmadan feryadý figan. Aç, susuz ve nihayet çölde ruhunu vermiþ. Cebrail (as) gelmiþ ve Efendimize demiþ ki “Ya Resulullah Allah’ýn affedilmiþ bir kulu var çölde. Birkaç kiþi al, onu teslim ve techiz et.” Cenab-ý Resulullah dostlarýyla gitmiþ. Ne zaman bakmýþ ki o kefen soyan. “Yarabbi bu hal nedir?” “Evet ya Resulullah; o suçu iþledi. Öyle bir nedamet piþmanlýk duydu ki onun feryadý gökteki melekleri bile aðlattý. Onun için biz affettik.” Ýþte bu hikayelerin anlattýðý bir Müslüman ümitsiz olmayacak. Evet herhangi bir sebepten kader onu günah deryasýna batýrmýþ gitmiþtir. On sene, yirmi sene, kýrk sene yaþamýþ baþýný bir kere secdeye koymamýþ. Peki ne olacak? Eðer tevbe ederde bir daha bu iþi iþlemezse belki de veliler sýnýfýna girebilir. Cenab-ý Hakk’ýn rahmeti magfireti sonsuzdur. Onun için böyle hikayeler anlatýlmýþtýr ki insan hiçbir zaman ümitsizliðe düþmesin. Ýslamiyette ümitsizliðe yer yoktur. Eðer deseler ki bir kiþi cennete girecek. Bu dünyadaki insanlar arasýndan; “Acaba ben miyim?” Fakat deseler ki bir cehennemlik var bu halkýn arasýnda. Yine “Acaba ben miyim?” Ýþte halk ve rica arasýnda tevbe ettikten sonra bu hale bürünecektir insan. Neden? çünkü nefsinden emin olma. Nefsinden emin olmadýðýn gibi düþman dahi olma. Onun tartmaktan usanma. Allah’ýn yasak ettiði yerlerde onunla beraber yürüme . Hem bunlarý yapacaksýn. Hemde korkacaksýn ki olmaya ki cehalet devrini geçirmiþ iken tekrar cehalet devrine dönesin.
Ýsa (as) zamanýnda malumunuz on iki tane havarisi vardý. Yani Cenab-ý Ýsa’nýn sýrdaþlarýydý. Hep beraber dolaþýrlardý . Ýsa’nýn dinini, Allah’ýn tevhid dinini yayarlardý. Bir gün bir mecliste otururlarken bir kadýn geldi. Kötü yollara düþmüþ bir kadýn. Senelerce o iþi yapmýþ, sermaye biriktirmiþ fakat artýk nedamet duymuþ, piþman olmuþ, tevbe etmek istiyor. Fakat “ben tevbe edersem, Ýsa’nýn dinine girersem, bir daha günah iþlemessem Rabbým beni affeder mi?” Onun için o meclise girdi, selam verdikten sonra “Ya Ýsa” dedi malumatýný verdi. “Tevbe edersem, sana iman edersem, Allah beni affeder mi?” Hz. Ýsa “evet” dedi Allah affeder dedi. On iki havarinin içinde bir tanesi, Ýsa’yý ihbar evinde eden kiþi, o zaman Cenab-ý Hakk o kiþinin suratýný Ýsa’nýn suratýna teczil etti. Ýsa’nýn yerine onu yakaladýlar. Onu çarmýha çaktýlar. Çok çok para vaad ettiler. Sen Ýsa’yý bize teslim edersen biz sana iþte þu kadar para vereceðiz pul vereceðiz. O ayrý bir mevzu. O anda kadýncaðýz sevincinden affedilecek diye gitti evinden bir okka gülyaðý. Gülsuyu deðil gül yaðý. Bir yere sürdün mü bir sene kokar. Þimdi yok oldu. O bir kilo yaðý sevincinden Hz. Ýsa’nýn ayaklarýna döktü. Ýsa’yý ihbar eden dünyaya meyli olan havari “Caným olur mu? Bunu satýpta parasýný fakir fukaraya daðýtsaydýk yahut bir þey yapsaydýk olmaz mýydý?” diye düþündü. Hz.Ýsa (as) onun düþüncesini okuyup döndü “bana bak” dedi. “Allah’ýn ikramýna mahzar olduðu zaman bir insan, ikramda israf yoktur. Bir okka deðil on okka dökse yine israf deðildir.” Çünkü o anda o insan Allah’ýn ikramýna mahzar olmuþtur. Evet Allah’ýn ikramýna mahzar ama o ikrama mahzar olduðunun farkýnda mý oda ayrý bir mevzu.
Peki bu insan yirmi beþ sene, otuz sene þer üzerinde yaþamýþ, türlü türlü günahlar iþlemiþ ve tövbe etmiþ. Allah onu affedecektir. Bir insan vardýr ki daha doðar doðmaz hidayete mahzar olmuþ, devamlý Allah yolunda yürümüþ. Nasýl olur? O böyle bu böyle. Ýsa (as) dedi ki “Farzet ki bir insan kömür satýþý yapýyor. Sabahtan akþama kadar kömürün içinde simsiyah oluyor. Ötekisi sebze satýyor. Oda kirleniyor akþama kadar biraz. Üçüncüsü esans satýyor dükkaný pýrýl pýrýl, orada kirlenecek toz veya bir þey yok. Bu üçü akþam olunca evlerinde birer bohça tertemiz çamaþýr aldýlar. Birer kalýp sabun aldýlar. Gittiler bir hamama güzelce sabunlandýlar, yýkandýlar, tertemiz oldular ve o temiz elbiseyi giydiler. Kirlileri attýlar ve çýktýlar hamamdan. Bir daha kirlenmezlerse bunlar temizlenmiþ. Ýþte Allah’ýn rahmeti, birisi tevbe edipte bir daha iþlemezse nasýl ki onlar üçü de tertemiz oldu, o insanda temiz oluyor. Ola ki insan tevbeyi nasuh ile tövbe etsin. Tövbe etmek ne demektir? Allah’ýn yasak ettiðini terk etmektir. Yoksa tevbe tevbe yarabbi deyip gene yapacaðýný yapacaktýr. Hem tövbe ediyor bir taraftan gýybet ediyor. Bir taraftan tövbe tövbe yarabbi bitaraftan baþkasýný çekiþtiriyor. Bu Allah ile alay etmektir. Artýk ben bir daha namazý terk etmeyeceðim, gönülden söylemek ve bir daha terk etmemek. Bir daha ben gýybet etmeyeceðim bir daha da etmeyeceðim ne pahasýna olursa olsun. Bir daha faiz yemeyeceðim ne pahasýna olursa olsun. Ýþte bu bir daha yapmazsa o insan ta velayet makamýna kadar çýkabilir. Asla þüpheye mahal yoktur. Onun için bir insan sanki muhakkak Allah beni affedecektir diye bir ümidi olacak. Hele hele yaþlý olan bir insan, yetmiþi geçmiþ bir insan artýk beni acaba; acabayý da kaldýracaktýr. Muhakkak Allah beni affedecektir ve ibadet edecektir. Allah’ýn magfur olduðu zümreye dahil olur . Onun için bu sorular sorulmasýn mý? Sorulsun. Fakat anlasýnlar ki tevbe nedir? Magfiyeti terktir. Yani isyaný terktir. Bir daha Allah’a karþý isyan etmemektir. Tövbe nedir? Resulullah’a tabi olmaktýr. Münkirlere tabi olmamaktýr. Allah’ýn dostuna dost, düþmanýna düþman olmaktýr. Bunu becerdiðimiz zaman iþte affedilmiþ zümre içine dahil oluruz. Ola ki Cenab-ý Hakk cümlemizi magfur olmuþ zümrenin tarikýndan eylesin. Günah iþlemekten bizleri uzak tutsun. Daima emri ilahiyi tutanlardan eylesin. Allah razý olduðu kullarýndan eylesin. Allah cümlenizden razý olsun lillahil fatiha.i |